top of page

Stresliyim, sunum yapacağım!

Sunum yaparken ya da topluluk önünde konuşmanız gerektiğinde heyecanlanıyor musunuz? Böyle durumlarda lütfen iki şeyi hatırlayın:

  1. Yalnız değilsiniz: Bunu ilk elden biliyorum çünkü 15 yıla yakın bir zamandır yetişkin eğitimi ile uğraşıp yılda 150’ nin üzerinde sunum yapmama rağmen hala sunumun başında döktüğüm soğuk terlere engel olamıyorum. Böyle durumlarda hemen şunu düşünüyorum. En büyük liderlerin hatta performans sanatçılarının bile çoğu aynı stresi yaşıyor. Barbra Streisand kariyerinin ilk 27 yılında bu endişeden dolayı sadece daha rahat hissettiği küçük kulüplerde ve etkinliklerde sahne almış. Gandhi yaşadığı bu duyguyu “Topluluk önünde konuşmanın korkunç gerginliği” olarak tanımlamış.

  2. Bu üstesinden gelebileceğiniz bir durumdur: Ne yazık ki bu heyecanı tamamen yok etmek mümkün değil. Olsa da tavsiye etmiyorum. Çünkü karnınızda kanat çırpan o kocaman kargaları sizi heyecanlandıran küçük kelebeklere dönüştürebilirseniz sunum ve konuşmalarınızda başarıya bir adım daha yakınsınız demektir. HBS profesörlerinden Alison Wood Brooks heyecan duyanların daha iyi performans sergilediğini ispatlamış durumda.

İngilizce biliyorsanız http://hbswk.hbs.edu/item/overcoming-nervous-nelly adresinden Brooks’ un çalışması hakkında daha fazla detay bilgi edinebilirsiniz.

Peki, bu kaygıyı, içimizi gıdıklayan bir heyecana nasıl dönüştürebiliriz? Bir kaç yararlı öneri:

Tanıyın:

Elbette önce kendinizi… Sizde stres yaratan unsurlar neler? Bunlardan hangilerini kontrol edebilirsiniz, hangileri için dua etmeniz lazım Stresinizi tanıyın ve kabul edin. Onunla savaşmayı bırakın. Onu yönetmeye çalışın.

Sonrasında ise sunum ya da konuşma yapacağınız ortamı, dinleyicileri, malzemeleriniz gözden geçirin. Bu konulara ne kadar hakim olursanız o kadar başarılı bir performans sergileyeceksiniz. Örneğin tanımadığınız kişilerse, sunum öncesi birkaç küçük sohbetin size rahatlık vereceğinden eminim.

İlk üç dakika:

Ne kadar profesyonel olursanız olun, sunum ya da konuşmanızın ilk üç dakikasını şansa bırakmayın. İşin en zor kısmı başlamaktır. “Bana bu imkanı verdiğiniz için teşekkür ederek başlamak istiyorum” artık pek heyecan yaratmayan bir cümle. Teşekkürlerinizi, daha rahatlamış olduğunuz ve samimiyetinizi daha rahat aktarabileceğiniz bir bölüme saklayın. Bunun yerine hakim olduğunuz kişisel, sizi heyecanlandıran, kısa, vurucu bir hikayeye ne dersiniz? Bu kısmı olabildiğince çok prova etmeyi es geçmeyin.

Akışı sürdürün:

Hata mı yaptınız? En insani durumlardan bir tanesi bu. Hepimiz hata yapıyoruz. Sizin ve sunumuzun ya da konuşmanızın genel algılanışı yaptığınız hataya bağlı değildir. Bu hatadan sonra yapacaklarınız ile ilgilidir. Unutmayın sunum ya da konuşma akışınızı sadece siz biliyorsunuz. Eğer profesyonel bir biçimde ses, vücut ve diğer iletişim araçlarınızı kullanmaya devam edebilirseniz, pek çok kişi hata yaptığınızı far etmeyecek bile. Ama diyelim ki fark ettiler, bu durumda dinleyicilerinize şunu dedirttirin: “Her tür şanssızlığa rağmen harika bir sunumdu.”

Buraya eklenebilecek elbette pek çok şey daha var. Örneğin sunum öncesi olumlu zihinsel canlandırma, mesaja odaklanma, planlı diyaloglar… Belki bunları da “Etkili Sunum Teknikleri” eğitiminde beraberce gözden geçiririz. http://www.perfosmart.com/#!etkilisunumteknikleri/ew38q


Öne Çıkanlar
Güncel
Arşiv
Kategorilere Göre
Henüz etiket yok.
Bizi Takip Edin!
  • LinkedIn Social Icon
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
bottom of page